40 seneden beri mecburi hallerde kümes hayvanı ve kurbanlık keserim. Normal vaziyette ölüyordu. Bu Ramazan’da komşuya tavuk kestim. Çabuk ölmedi. Aynı zamanda hocayım. “Ramazan’da kesilmez.” diye, “Hacı kesmez.” diye fetva var mıdır? Kesmemek daha mı iyidir?
Muhterem kardeşlerim!
Kümes hayvanlarını kesmek caizdir, mübahtır. Kurban kesmek de caizdir, mübahtır, kesilebilir. Bunun “Ramazan’da kesilir veya kesilmez.” diye bir kaydı yoktur. ”Hoca kesmez.” diye bir kaydı yoktur. Çünkü Peygamber Efendimiz de son senesinde 100 tane deveyi dizdi; 63 tanesini kendisi nahr etti, kesti. Geriye kalanı da başkaları kestiler. Oradan 63yaşının her birine ait olduğu anlaşıldı. Peygamber Efendimiz’in yaptığı bir iş güzeldir.
Ben âcizâne bir hatıramı anlatayım, değerli kardeşlerim!
Kurban Bayramı oldu, biz yedi kardeştik. Babamız da başımızda.
“—Camiden çıktıktan sonra gelsin, kurbanı kessin.” diye kasaba söylemiş.
Adam gelmedi, sözünde duramadı. Veyahut işi çok uzun sürdü. Veyahut yolunu kestiler; “Gel bizimkini de kes!” dediler, ev uzak geldi, gelmedi.
Bu böyle beklemekle olmaz.
“—Haydi kurbanımızı kendimiz keselim!” dedik.
Büyük bir ağabeyim var; biraz şakacıdır. Babama;
“—Sen bizim babamızsın, hadi sen kes bakalım.” dedi.
Babam da:
“—Evlatlarım, hiç yapmadım yapamadım. Üstüme varmayın, yapamam. Doğru ama yapamam.” dedi.
Ondan sonra en büyük ağabeyimize söyledik.
“—Haydi bakalım babam yapmıyor; o halde sen kes!”
“—Ben de yapamam.” dedi.
Bu sefer muzipliği yapan ağabeyimize söyledik.
“—Hadi sıra sana geldi, sen kes bakalım.”
“—Ben de yapamam.” dedi.
Ondan sonra rahmetli ağabeyime sıra geldi. Benim yüreğim küt küt atıyor, sıra bana yaklaşıyor. O da “Kesemem.” demesin mi?
İş bana geldi. Neredeyse yüreğim buradan fırlayıp bir yerlere gidecek. Küt küt atıyor. Ben de kesemem. Kesemem çünkü kurbanı hiç kesmedim. Bıçağı nasıl vuracağım?
Düşündüm; “Allah bizden daha merhametli; bu mahlukâtı bizim için yaratmış. Peygamber Efendimiz, bizim numûnemiz; bizden çok daha merhametli. Bizim bu kurbanı kesmemizde hikmet var. Erkeklerin kesmesinde bir şey var. Bizim yetişmemiz lazım. Dünyanın bin bir türlü hâli olur. Trafik kazası olur. Adamın kanı çıkar. Birisi kan gördü mü fenalık geliyor, bayılıyor. Erkek adamsın, bayılma. Ne yapalım trafik kazası oldu. Onu kurtaracaksın, bunu çekeceksin. Yani hayatta bin bir türlü şey olabilir. Benim bunu yapmam lazım.” dedim.
Elime bıçağı aldım:
“—Bi’smi’llâhi allahu ekber!” dedim, kestim ama ben de kesildim, dermanım kalmadı.
Kesiliyor muhterem kardeşlerim! Hikmetleri var. Sebebi var, hikmeti var. Yâsîn Sûresi’nin son sayfasının başındaki Ayette Allah-u Teala Hazretleri şöyle buyuruyor:
أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا خَلَقْنَا لَهُمْ مِمَّا عَمِلَتْ أَيْدِينَا أَنْعَامًا فَهُمْ لَهَا مَالِكُونَ
(يس:٧١)
(Evelem yerev ennâ halaknâ lehüm mimmâ amilet eydînâ en’âmen fehüm lehâ mâlikûn) [Görmüyorlar mı ki, biz kudretimizin eseri olmak üzere onlar için birçok hayvan yarattık. Bu sayede onlar bunlara sahip olmuşlardır.] (Yasin 36/71)
وَذَلَّلْنَاهَا لَهُمْ فَمِنْهَا رَكُوبُهُمْ وَمِنْهَا يَأْكُلُونَ (يس:٧٢)
(Ve zellelnâhâ lehüm feminhâ rakûbühüm ve minhâ ye’külûn) [Bu hayvanları onların emrine verdik. Onların bazısını binek olarak kullanırlar, bazısını besin olarak yerler.] (Yasin 36/72)
Hayvanın üstüne binilir mi? Zahmet çekecek. Binilir.
Ayet-i kerimede müsaade ediliyor, binilir. Allah onları bizim için yarattı.
Tavuk kesilir mi? Kesilir. Allah “Biz gıdalanalım.” diye yarattı.
Balık tutulur mu? Tutulur.
Av avlanılır mı? Avlanılır. Usulüyle.
Ramazan’da et yemeyecek miyiz? Ramazan’da da kesilir.
Hoca kesmez mi? Bir iş güzelse hoca da keser, hacı da keser. Lâlettayin vatandaş da keser. Bir iş güzel değilse hoca da kesmez, lâlettayin vatandaş da kesmez.
Lâlettayin vatandaş kessin, hoca kesmesin. Öyle şey olur mu? İki şey farklı olur mu? Kötü şeyse o da yapmasın; o da cennete girsin. Hoca cennete girecek de, cemaat cehennemde mi kalacak? Beraberce cennete girelim! O bakımdan böyle şeyin aslı yoktur, kesilir. Müsterih olsun.
“—Canı çabuk çıkmadı?”
Normal olarak, canının çabuk çıkması için tedbir almak emrediliyor. Peygamber Efendimiz:
“—Kurban kestiğiniz zaman kesmeyi güzel yapın!” diyor.
Bıçağınızı keskin yapın. Şıp kesin, hayvan ezâ cefâ çekmesin. Bu tamam. Ama bazen çabuk olmaz. Bizim acemiliğimizden olabilir. Ama bu acemi değilmiş, zaten kasapmış. Bazen de hayvandan gelen bir sebepten olur.
Ne yapalım? Çektirmek istemeyiz; ama bazen öyle oluyor. Bazen kurban kesmek için sığırı yatırıyorlar. Hayvan bir kurtuluyor; kafasının yarısı kesik ortalıkta dolaşıyor.
Öyle yapmasını istemiyorduk ama istisnai hadise... Müsterih olsun. Bu gibi şeyleri zihne takmaya, fikr-i sâbit hâline getirmeye lüzum yok.
Olabilir, caizdir. Peygamber Efendimiz de yapmış.