SABRİ UĞUR’UN ARDINDAN…






Kıymetli Okuyucular!

Bugün kırk yıllık bir dostu kaybetmenin hüznünü yaşıyorum.

Kendisiyle 1976-1980 yılları arasında İlim Yayma Yurdu’nda beraber kaldık. Mehmed Zâhid Kotku Hocamız’ı ziyaret ettik, sohbetlerine katıldık, istifade etmeye çalıştık. Afiş astık, yürüyüşler yaptık, mitinglere katıldık. Yurtta seminerler düzenledik, konuşmacılar getirdik, sohbetler yaptık. Öğrencilerle ilgilendik, ziyaretler, geziler, kamplar yaptık. İyi ve güzel bildiğimiz her türlü faaliyetin içinde beraber çalıştık.

Yurtta hayat, sabah ezanıyla başlardı. Her gün bir oda halkı görevli olur, bütün odaları “Es-salâtü hayrun mine’n-nevm!” diyerek namaza kaldırırlardı. Kalkamayanlar için ikinci defa dolaşırlardı. Sabah namazı yurdun mescidinde cemaatle kılınırdı. Diğer namazlarda da ezan okunur, namaz cemaatle kılınırdı.

Sabah kahvaltısı yurdun kantininde yapılırdı. Öğle yemeklerinde herkes okulda olurdu. Akşam yemeği için genellikle

1

Süleymaniye Camii yakınındaki Menekşe Lokantası’na gidilirdi. Lokanta sahibi dindar, cömert ve anlayışlı bir kimseydi. “Az kuru, az pilav…” gibi siparişleri bol bol karşılardı.


Perşembe günleri, yatsı namazı için İskenderpaşa Camii’ne giderdik. Cami yürüyerek 13 dakika mesafede idi. Herkes ilgilendiği arkadaşlarını alır, gruplar halinde gidilirdi. Sabri Kardeşimiz bu konuda da çok gayretliydi.

Namazdan sonra Hatm-i Hàcegân yapılırdı. Sonra ayağa kalkılır, Mehmed Zâhid Kotku Hocamız’ın eli öpülürdü. Cemaat halka olur, herkes birbiriyle musafahalaşırdı. Musafahalaşma bitince Hocamız ayakta dua ederdi. Problemleri olanlar caminin dışında bekler, Hocamız’la birebir görüşürlerdi. İçimiz sevinç ve huzur dolu olarak yurda dönerdik. Ne güzel günlerdi o günler!


Her yıl Mayıs ayında yurttaki öğrenciler için Abant’a gezi düzenlerdik. Gelmek isteyen herkesi götürürdük. Giderken, gelirken otobüslerde marşlar söylenirdi. Hak Yol İslâm Yazacağız marşı, mehter marşları en çok söylediğimiz marşlardı.

1978 Yazında, Yalova Esenköy’de, Marmara Denizi sahilinde öğrenciler için kamp yaptık. Çadırlar diktirdik, mutfak malzemeleri tedarik ettik. Öğrenciler için Haşemalar diktirdik. Sabri Uğur Kardeşimiz en çok koşturanlardan biriydi. 50 kişilik hazırlığımız vardı, 25 kişi katıldı. Çok faydalı, güzel bir kamp oldu.


Sosyal faaliyetler için Milli Türk Talebe Birliği’ne (MTTB) gidiyorduk. 1976 kongresi olaylı geçti. Genel merkez, Ömer Öztürk’ün adamlarının kontrolü altındaydı. Genel merkez taraftarları, kendilerine muhalif olanları kongre salonuna almadılar. Büyük bir kargaşa oldu, tartışmalar oldu. O kongreden sonra büyük kitleler MTTB’den ayrıldılar.

O sırada Akıncılar Derneği kurulmuştu. Gençler Akıncılar Derneğine devam etmeye başladılar. Sabri Uğur Kardeşimiz İstanbul Akıncılar Derneği yönetiminde görev aldı. O güne mahsus pek çok faaliyetin içinde yer aldı.

2

1977’den sonra Mehmed Zâhid Kotku Hocamız’ın sohbetlerini çoğaltıp isteyenlere göndermeye başladık. Beraber Manifaturacılar Çarşısına gittik, muhtelif kasetçilerle görüştük. Çocukluğundan beri ticaretin içindeydi. Alışverişlerimizde çok katkısı olurdu.

Hocamız’ın son hastalığında İstanbul’daydı. İskenderpaşa’da beraber hatimler, dualar okuduk. Hocamız’ın cenaze namazında Süleymaniye’deydik. Beraber üzüldük, ağladık. Es’ad Coşan Hocamız’a beraber tâbî olduk.

Daha sonraki yıllarda okullar bitti; askerlik, hayat, iş, güç derken fazla görüşemez olduk. Hocamızın düzenlediği Aile Eğitim Kampları, umreler, sohbetler, anma programları bizi bir araya getiriyordu.

En son 1997’de Mehmed Zâhid Kotku Hocamız’ı anma programı için konuşmacı olarak Balıkesir’e gittim. Sabri Uğur Kardeşim’e misafir oldum. Uzun uzun sohbet ettik, hasret giderdik. Yemek için evine gittik. Ayçiçek yağı fabrikasını gezdik.


Çok kapasiteli bir kardeşimizdi. Kendini çok iyi yetiştirmişti. Siyasetten, ticaretten, ekonomiden çok iyi anlardı. Biz onu kendi aramızda Turgut Özal’a benzetirdik. Bir keresinde 24 Ocak Kararları’nı bize anlatmıştı.

Maddi durumu iyi idi. Hem zengindi hem cömertti. 1994’te Özbekistan’a giderken İstanbul’da bürosuna uğradım. Oradaki faaliyetler için ciddi yardımda bulundu. Daha sonra 1997’de M. Es’ad Coşan Hocamız’ın “İslâm, Tasavvuf ve Hayat” isimli

kitabının Özbekçe basımı için yardım etti.


Siyasete hevesli idi. 2001 Yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kuruluşunda aktif rol oynadı. Balıkesir Merkez İlçe Başkan yardımcılığı yaptı. 28 Mart 2004 Mahalli İdareler Seçimlerinde Balıkesir Belediye Başkanlığı’na seçildi. 2009 yılına dek AK Parti’den bir dönem Belediye Başkanlığı yaptı. Konuştuğum Balıkesirliler, onun başkanlığının çok başarılı olduğunu, Balıkesir’i kasabalıktan şehir havasına taşıdığını söylediler. Fakat bir sonraki seçimi, bazı karşı ittifaklar nedeniyle kazanamadı.

3

Vefatını Dr. Mustafa Ak haber verdi. Sabri Uğur Kardeşimiz, kalp kapağındaki rahatsızlık nedeniyle geçtiğimiz pazartesi günü Biruni Üniversitesi Hastanesi'nde operasyon geçirmiş. Çarşamba günü taburcu edilmiş, İstanbul'daki evinde dinlenirken Perşembe günü (dün) aniden rahatsızlanmış, 112 Acil Servis ambulansıyla hastaneye kaldırılmış. Yapılan tüm müdahalelere rağmen

kurtarılamamış. Doktorlar, emboli atması sonucu hayatını kaybettiğini ifade etmişler.

Cenazesi dün İstanbul'dan alınıp Balıkesir’e getirilmiş. Bugün Paşa Camii’nde cuma namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Başçeşme Mezarlığı’na defnedilmiştir. Sabri Uğur Kardeşimize Allah’tan rahmet ve mağfiret, kederli ailesine ecir ve sabırlar niyaz ediyorum. Allah-u Teàlâ Hazretleri cennetiyle ve cemâliyle ikram eylesin… Öğrencilik yıllarında okuduğumuz bir şiirle sözlerimi tamamlıyorum:


Bitince zincir-i saat,

Durur rakkas, demez tık tık… Çün an ömrün hitamında,

Cana derler hemen çık çık!


Alıp ibret bu saatten,

Muaddil ol her tâatte… Yarın yevm-i kıyâmette,

Fayda vermez demek hık mık…


02. 06. 2017 – Sincan / Ankara

4