02. EN MÜHİM HASTALIĞIMIZ

03. MÜSLÜMAN OLMAK



İnsanlar mânasına pek dikkat etmese de İslâm kelimesi çok önemli bir kelimedir. İslâm, insanın aklını ve zevklerini bir kenara bırakarak kul olduğunu idrak etmesi, ferman Allah’ındır deyip O’nun iradesine teslim olmasıdır. Teslim olmak bir bilinç gerektirir. İşte bu bilinçle iyi müslüman hayatının her safhasında İslâm’ı -

lafta değil- özüyle ve samimi bir şekilde yaşamalıdır. Unutulmamalıdır ki Allah işini tam yapan kullarını sever ve onlara rahmet eder. O halde dininizi tamamlayın. Biz ecdadımızı bile anlamayacak kadar cahil insanlarız. Ecdadımız dünyaya imana dayalı medeniyetin en güzelini getirmişler ve göstermişlerdir.

On Yedinci Yüzyıl’daki müslümanı Yirminci Yüzyıl’daki müslümana bakarak anlamamız mümkün değil. Yirminci yüzyıl müslümanı On Yedinci Yüzyıl’daki müslüman ecdadının eserini aynen muhafazadan bile âciz. Ecdadımız bizim yakamıza yapışacak; “—Benim eserimi koruyamadın, Avrupalı’ya çaldırdın!” diyecek. İşte biz böyle kadir kıymet bilmiyoruz.

İmanımızın kıymetini de aynı şekilde pek bilemiyoruz.


Orman yangını oldu mu söndürmeye giderler. Şimdi böyle zamanda bütün müslümanlar dinlerini korumakla vazifelidirler. Evvela kendi üzerindekini korusun, Müslümanlık vasfı gitmesin, bu kıymetli cevheri kaybetmesin.

Bu iman cevheri gittiği zaman insanın âhireti de harap olur. Ahiretin haraplığı dünya haraplığına benzemez. İnsan bu dünyada fakir yaşasa hastalıklar içinde kıvransa Allah onu ahirette telafi eder. Ama ahirette fakirliğin çaresi yoktur.




(24 Aralık 1967, Tercüman Gazetesi.)

51
04. RAMAZAN’A DAİR TÜRKÇE EN ESKİ ESER