• /
  • Kütüphane
  • /
  • Kadir Gecesi
  • /
  • 02. MÜBAREK BİR MEVSİMİN ZİRVESİ
01. ALLAH’IN DİNİNE YARDIM EDİN!

02. MÜBAREK BİR MEVSİMİN ZİRVESİ



Eùzü bi’llâhi mine’ş-şeytàni’r-racîm.

Bi’smi’llâhi’r-rahmâni’r-rahîm.

El-hamdü li’llâhi rabbi’l-âlemîn!.. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ seyyidinâ muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecmaîn... Ve men tebiahû bi ihsânin ilâ yevmi’d-dîn...

Bizleri mübarek Ramazan ayına ve bu ayın içinde çok mübarek bir gece olan Kadir Gecesine sıhhat ve afiyetle, yolunda ibadet ve tàat eden kullar olarak, karınca kararınca kulluğu yapmağa çalışan kimseler olarak ulaştıran, bu nimetleri bizlere ihsan eden Allah-u Teàlâ Hazretleri’ne hamd ü senâlar olsun.

Onun Rasûl-ü Edîbi, elçisi, Peygamberimiz, Efendimiz, nümûne-i imtisâlimiz Muhammed-i Mustafâ SAS Hazretleri’ne, her zaman olduğu gibi şu mübarek gecede de salât ü selâm ve tahiyyât ve iktirâmâtımızı àcizâne, fakirâne arz ederiz. Mevlâmız ruh-u pâkine vâsıl eylesin, şefaatine cümlemizi nâil eylesin...


a. Mübarek Bir Mevsim


Aziz ve muhterem kardeşlerim! Kadir Gecesi birden karşımıza çıkan bir gece değil. Allah-u Teàlâ Hazretleri bizi Receb-i Şerîf ile, mübarek Regàib Kandili ile bir mübarek mevsime kavuşturdu. Bundan iki buçuk ay kadar önce, daha fazla bir zaman önce Üç Aylar başladı, bir mübarek mevsim geldi. Regàib Kandili ile uyandık, ibadete şevkimiz arttı, o mübarek Receb ayını geçirdik, o ekim ayıydı, mahsulün ekilme ayıydı.

Sonra mübarek Şa’ban ayına geldik. Şa’ban ayı Rasûlüllah Efendimiz’in ayıdır. Receb ayında Allah-u Teàlâ Hazretleri kullarını afv u mağfiret eder, Şa’ban ayında, Allah-u Teàlâ Hazretleri Peygamber Efendimiz’in dileklerini ihsân eylemiş, o ay ona mahsus, müstesna ikrâmâtın olduğu bir aydır.

Nihayet biz açiz, naçiz, günahkâr, kusurlu, yüzü kara, eli boş kullarının afv u mağfireti için mübarek Ramazan ayı geldi. “Allah-

47

u Teàlâ Hazretleri’ne hamd ü senâlar olsun... Bu aya da Allah bize kavuşturdu.” dedik, şöyle bir yeniden silkindik; açiz naçiz halimizle karınca kararınca Allah-u Teàlâ Hazretleri’ne daha iyi kulluk etmeğe bir gayret ettik. Gücümüzün yettiğince namazlarımızı camilerde kılmağa çalıştık müslümanlar olarak. Yoksa kendim şahsen àciz nâçiz bir kimseyim, ibadetimi arz etmek istemiyorum; Ümmet-i Muhammed’in halini tasvir etmek istiyorum.


Ümmet-i Muhammed, camilerin kandilleri yandığı gibi içleri nurlandı, ibadetler yaptılar. Koltuklarına Kur’an-ı Kerimleri aldılar, Kur’an-ı Kerimleri hafız efendilerden dinlemek üzere camilere koştular. Uykularından fedakârlıklar yaptılar, zikr ü tesbihler eylediler. Kur’an-ı Kerim’i iyi bilenler hızlı hızlı, çağıl çağıl; iyi bilmeyenler takıla takıla, ama hevesle, düşe kalka okuyup hatmetmeye çalıştılar.

Günlerimizi böyle geçirdik, nefislerimize hàkim olmağa çalıştık. Allah-u Teàlâ Hazretleri zaten, bu mübarek Ramazan ayında göğün kapılarını açmış, cennetin kapılarını açmış, rahmetini kulları üzerine saçmış; cehennemin kapılarını kapatmış... Hadis-i şerifler bildiriyor. Yoksa biz bunları nereden bilirdik àciz nâçiz kullar...

Hadis-i şerîfler bildiriyor ki: Cehennemin kapıları kapanmış, cennetin kapıları açılmış... Kulların hacetleri, duaları, ibadetleri dergâh-ı izzetine vâsıl olsun diye göğün kapıları da açılmış. Yerler gökler mânevî bakımdan bezenmiş. Şeytanların azılıları zincirlerle bağlanmış, bukağılanmış... Eh, herkes ibadet yapmağa gücü yettiğince çalıştı, melekleştiler. En sinirli, asabi insanlar yumuşadı. Sigaraya dayanamayanlar, günde iki paket, üç paket sigara içenler sigarayı bıraktılar. Hiç de bir şey olmuyormuş, işte görüyorsunuz. Ne eli titriyor, ne ayağı titriyor... İnsanın azmi kuvvetli olunca, Allah yolunda hepsi oluyormuş demek ki... İnsanların evleri güzelleşti, dışları güzelleşti. İşte bir güzel mevsim...

48

b. Kadir Gecesi Bir Zirve


Bu mevsimin içinde Kadir Gecesi bir zirvedir. Yâni, sıradağları düşünün, çok yüksek, dünyanın en yüksek sıradağlarını düşünün! İşte bu sıradağlar Üç Aylar gibi... Bunların üstünde yüksek tepeyi düşünün, o da Ramazan gibi... Onun üstünde de zirve, en yüksek noktası artık, işte Kadir Gecesi... Veyahut bir cami düşünün... Yan kubbeleri var, son cemaat yeri var, arka tarafı var; oralar da yüksek, kapalı. Nihayet kubbesi var, nihayet kubbesinin üstünde alemi var... Minaresi var, minaresinin ucunda alemi var. İşte böyle yüksek bir gece.

Bizi bu geceye eriştirdiği için Allah’a hamd ü senâlar olsun...

Bu gece hakkında Allah-u Teàlâ Hazretleri şerefli Kur’an’ında şerefli bir sûre nâzır eylemiş: Kadir Sûresi. Bi’sm’illâhi’r- rahmâni’r-rahîm:

49

إِنَّا أَنزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ (القدر:١)


(İnnâ enzelnâhü fî leyleti’l-kadr) “Biz Kur’an-ı Kerim’i, Kadir Gecesi’nde inzâl eyledik, Kadir Gecesi’nde indirdik.” (Kadir, 97/1)

Demek ki, öyle mübarek bir gece ki, Kadir Gecesi semâ-i ulyâdan semâ-i dünyaya, bu Kadir Gecesinde cümleten vâhideten, tek bir cümle olarak indirilmiş. Semâ-i dünyadan da 23 senede Cebrâil vasıtasıyla Paygamber SAS’e necmen necmen, yâni hadiselere uygun olarak, ayetler grubu halinde, vahiy grupları halinde ayet ayet nazil olmuş. Demek ki, Kur’an-ı Kerim’in şeref ile semâ-i dünyaya geldiği bir mübarek gece...

Müfessirlerden bazıları da diyorlar ki: (İnnâ enzelnâhü fî leyleti’l-kadr) Bunun mânâsı: “Biz bu sûreyi Kadir Gecesinin faziletini bildirmek için indirdik.” O mânâya gelir de diyorlar. Böyle izah edenler de var. Kadir Gecesi hakkında indirdik Kur’an’ın bu sûresini mânâsını alanlar var.

Kadir Gecesinin büyüklüğü hakkında ben niye bu kadar uzun boylu konuşuyorum?.. Yalnız etrafını anlatmak için. Kadir Gecesinin büyüklüğünü Kur’an-ı Kerim medhetmiş. Ne buyuruyor:


لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ أَلْفِ شَهْرٍ (القدر:٣)


(Leyletü’l-kadri hayrun min elfi şehr) “Bu Kadir Gecesi öyle bir gecedir ki, bin aydan daha hayırlıdır.” (Kadir, 97/3) Bin ay ne kadar eder?.. Bin ayı 12’ye bölersek 80 küsür sene, bir ömür. Biz, bir ömre bedel deriz ya, fevkalâde şeyler için böyle kullanırız. Kadir Gecesi de bir ömre bedel...

Peygamber SAS Efendimiz eski ümmetlerden bazı kahramanları hikâye eylemiş.


وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُونَ أَقْلاَمَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ

50

(اۤل عمران٤٤)


(Ve mâ künte ledeyhim iz yulkùne aklâmehüm eyyühüm yekfülü meryem) [İçlerinden hangisi Hazret-i Meryem’i himayesine alacak diye kura çekmek üzere kalemlerini atarlarken, sen onların yanında değildin.] (Al-i İmran, 3/44)

Ayet-i kerimede bildirildiği gibi, Peygamber Efendimiz o şahısların zamanında yaşamadı ama, Allah o ümmî peygamberine eskilerin, yenilerin bilgilerini ihsan etti. Eski ümmetlerden öyle haber verdi ki, eskiler de şaşarlar, yeniler de şaşarlar.

Eski ümmetlerden bazı bahadırların bin ay Allah yolunda gazâ ettiklerini anlattı Peygamber Efendimiz. Şem’ùn el-Gâzî isimli kimseden bahsedilir tefsir kitaplarında. Onun üzerine herkes hayret etti, ne kahraman insanlar gelmiş geçmiş diye gıbta ettiler. Allah yolunda hiç böyle fütûr getirmeden bu kadar gaza etmek, cihad etmek, ne güzel şey diye imrendiler. Sonra Allah-u Teàlâ Hazretleri bu sûreyi indirdi ki, Allah-u Teàlâ Hazretleri müjdeliyor ki:

“—Tasalanmayın, gıbta ediyorsunuz, anladım, heves ediyorsunuz, o kadar ömrümüz yok diye düşünüyorsunuz ama, ben de size Kadir Gecesini ihsân ettim! Siz benim Habîbimin ümmetisiniz, Rasûl-ü Edîbimin ümmetisiniz, ben sizi mahrum koyar mıyım?” diye Mevlâmız bize, el-hamdü lillâh Kadir Gecesi’ni ihsân etmiş.

Demek ki, bin ay, böyle yıllar yılı gaza eden insanların böyle uzun zamanlarda çalışmalarıyla elde edecekleri sevapları elde etme günü. “İşte bu geceye Kadir Gecesi denmesi, kadrinin, şânının şerefinin yüksek olmasındandır.” demişler.


Bir de bazı müfessirlerimiz buyurmuşlar ki, ulemâmız: Kadir, hükmetmek, takdir eylemek mânâsına gelir. Kadir Gecesi de, Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin mühim işleri takdir buyurduğu gecedir.

51

فِـيـهَـا يُـفْرَقُ كُـلُّ اَمْـرٍ حَـكِيمٍ . اَمْرًا مِن عِــنْـدِنـَا، اِنَّـا كُــنَّـا مُـرْسِــلِـيـنَ

(الدخان:٤-5)


(Fîhâ yüfraku küllü emrin hakîm. Emren min indinâ, innâ künnâ mürsilîn.) [Katımızdan verilen bir emir ile, her hikmetli işe o gecede hükmedilir. Çünkü biz, rahmet olarak peygamberler göndermekteyiz.] (Duhan, 44/4-5)

Duhan Sûresi’nin başındaki bu ayetler. Müfessirlerin bir kısmına göre bu Kadir Gecesi hakkında inmiştir. Bu Kadir Gecesi’nin ehemmiyetini bildiren ayetlerdir onlar da. Orada bildiriliyor ki, mühim işler tesbit edilir. Onun için, buna hüküm ve takdir gecesi mânâsına Kadir Gecesi denmiş.

Biz de böyle büyük işlerin kararlaştırıldığı, hükme bağlandığı hüküm gecesinde, Allah-u Teàlâ Hazretleri’ne ibadet ve taat ederek geçirelim diye, böyle aşk ile şevk ile toplanmış, bir arada bulunmuş oluyoruz.

Bir rivayete göre, Peygamber SAS Efendimiz, eski ümmetlerin yaşlarının uzun olduğunu, o yaşlarının uzunluğu üzerine salih ameller işleyip çok sevaplar kazanacaklarını düşünmüş. Kendi ümmetinin yaşlarının, ahir zamana doğru insanın yaşı azalacak diye, azalmasından dolayı böyle bir mahzunluk olunca, Peygamber Efendimiz’e Allah-u Teàlâ Hazretleri teselli olarak;

“—Merak etme, işte içinde bir ömre bedel bir gece bulunan, Kadir Gecesi bulunan Ramazan’ı sana ihsân ettim! O gecenin feyzinden bereketinden faydalanırsa, senin ümmetin de onların kazandığı sevapları kazanır, daha üstünlerine nâil olur.” diye teselli babında inmiş oluyor.


Muhterem kardeşlerim! Bu gecenin meddâhı Kur’an-ı Kerim olunca, Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin ayetleri olunca sözü çok uzatmağa lüzum yok. Allah-u Teàlâ Hazretleri bu gecenin feyzinden, bereketinden cümlemizin kalbimize yumuşaklık versin... Gözümüz yaşarsın, kalbimiz yumuşasın; Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin kulu olduğumuzu derinden derine hissedelim,

52

ürperelim!.. Eski günahlarımıza gözyaşı dökelim, bundan sonra iyi kul olmağa azmedelim, bundan sonra Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin yolunca yürümek arzusunu içimize berk edelim, kuvvetlendirelim. İnşâallah bu gece sabahlara kadar ibadet ve taat edelim!..

Bu gecenin izahında bir de derler ki: Kadr, tazyik etmek mânâsına gelir, sıkıştırmak mânâsına gelir. Neden?.. Çünkü bu gecede (tenezzelü’l-melâiketü ve’r-rûhu) diye sûrede de geçiyor ya, o kadar çok melek inermiş ki yeryüzüne, sıkışırlarmış, daraltırlarmış yâni. Sıkış sıkış böyle kalabalık, izdihamlı yâni. Meleklerin izdihamından, sıkışıklığından dolayı bu geceye sıkışıklık, yâni Kadir Gecesi denmiştir.

“—Bu neden böyle oldu?” deyince, tefsirlerden birisinde diyor ki: “Hani melekler, Allah-u Teàlâ Hazretleri insanoğlunu yaratacağını bildirince;


أَتَجْعَلُ فِيهَا مَنْ يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاءَ (البقرة:٠٣)


(E tec’alü fîhâ men yüfsidü fîhâ ve yesfikü’d-dimâ’) “Yâ Rabbi, yeryüzünde fesat çıkartan, kan döken bir varlık mı yaratacaksın?” (Bakara, 2/30) dediler ya; onlar o sözü söylediler diye:

“—İnin de görün bakalım benim kullarımı!” diye Allah melekleri indirecek bu gecede... “Görün bakalım, hepsi kan mı döküyormuş, hepsi fesat mı çıkartıyormuş?.. Bakın benim için nasıl hàlisâne, muhlisâne, yana yakıla, àşıkane, sàdıkane ibadet eden kullarım da var.” diye melekleri onun için gönderdiğine dair de rivayetler var.

Allah-u Teàlâ Hazretleri’nin lütfu, keremi çoktur, bizi bu aylara erdirdi... Allah bir kimseye dua etme imkânı verirse, kabul edeceğinin de alâmetidir. Madem bu geceye erdirmiş, feyzinden bereketinden haberdar etmiş, camileri doldurmuşuz; lütfundan kereminden de hissemend eylesin... İki cihanın hayrına cümlemizi nail eylesin...


Birbirinize dua edin! Müslümanın Müslümana, onun arkasın-

53

dan, onun haberi yokken yaptığı dua reddolmaz. Kendinize yaptığınız dua ya kabul olur, ya olmaz bilmiyoruz da; bu gece mübarek gecedir, kabul olmasını temennî ederiz. Ama kardeşlerinize dua edin, sevdiğiniz kardeşlerinize dua edin! Hasta kardeşinize dua edin, dertli kardeşinize dua edin, sıkıntılı kardeşinize dua edin!.. Bakın, göreceksiniz, Allah müslümanın müslüman kardeşi hakkındaki duasını reddetmez.

Hep kendinize dua etmeyin, bir bölümünü de geçmiş ecdadınıza ayırın, babalarınıza, dedelerinize, ninelerinize ayırın duanızın. Bir bölümünü de yaşayan kardeşlerinize ayırın. Ben kardeşinizi de duadan unutmayın, ben de sizi unutmayayım, herkes böyle birbirini duadan unutmasın. Böyle dualarla, sabahlara kadar tevbe ve istiğfarlarla, ibadetlerle vakit geçirelim!..


Bir şey daha hatırlatayım: Aziz kardeşlerim biliyorsunuz Kadir Gecesi saklıdır. Kadir Gecesini Allah-u Teàlâ Hazretleri saklamış. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:

“—Ramazan’ın son on gününde arayın!”

54

Onun için, kardeşlerimiz i’tikâflara girip ibadetler ediyorlar, yana yakıla tesbihler çekiyorlar; böyle buyrulduğu için, sünnet olduğu için.

Kadir Gecesi saklanmıştır ama, bazı rivayetler var, 27’sinde olma ihtimali kuvvetli. Bazı rivayetler var seneden seneye değişir demişler. Meselâ biliyorsunuz, bir Kadir Gecesi oldu rivayetlere göre Peygamber Efendimiz’in sağlığında, o Kadir Gecesi’nin sabahında Bedir zaferi oldu. 17 Ramazan’dı o zaman. Demek ki, o zaman 17’sinde olmuş. Allah’tan dileriz, bizim de bu Kadirimizin sabahında bir başka yeni Bedir olur inşâallah!.. Allah daha çok hayırlara muvaffak eylesin...


c. Dört Mübarek Gece


Kadir Gecesi saklıdır ama, ben size saklı olmayan dört geceden bahsedeceğim.

Peygamber SAS Hazretleri buyurmuş ki:2


من أَحْيَا اللَّيَالِي اْلأَرْبَعَ ، وَجَبَ تْ لَهُ الْجَنَّةُ : لَيْلَةَ الْ عَرُوبَةَ، وَلَيْلَةَ


عَرَفَةَ، وَلَيْلَةَ النَّحْرِ، وَلَيْلَةَ الْفِطْرِ (كر. ابن النجار عن معاذ)


RE. 398/5 (Men ahye’l-leyâli’l-erbaa, vecebet lehü’l-cenneh) “Kim dört geceyi ihyâ ederse, ona cennet vâcib olur, yâni muhakkak cennete girer:

1. (Leylete’l-arûbete) “Arûbe, terviye demek; Kurban Bayramı arafesinden bir önceki gün, hacıların Minâ’ya çıktıkları gün.

2. (Ve leylete arafate) Arafe gecesi.

3. (Ve leylete’n-nahri) Kurban Bayramı gecesi.

4. (Ve leylete’l-fıtri) Ramazan Bayramı gecesi. Bu geceleri ihyâ edene cennet vâcib olur.” diyor Peygamber SAS Efendimiz.



2 İbn-i Asâkir, Târih-i Dimaşk, c.XLIII, s.93, no:4987; Muaz ibn-i Cebel RA’dan.

Kenzü’l-Ummâl, c.V, s.112, no:12076; Câmiü’l-Ehàdîs, c.XXXXI, s.387, no:45367.

55

Önümüzdeki cumartesi günü bayram olacak. Hilâle bakacağız, cuma akşamı hilâli görürsek, cumartesi günü bayram olacak. Onun için, bu cumayı cumartesiye bağlayan gece de uyanık bulunun, ibadet edin, zikirli tesbihli olun! Bütün gece uykusuz duramazsanız aziz kardeşlerim, ben size işin kurnazlığını söyleyeyim: Yatsı namazını camide kılın, sabah namazını camide kılın!.. “Bu iki namazı camide kılanın, gecesi ibadet edilmiş gibi olur.” diye hadis-i şerîfler var, ondan faydalanın!

Gecenizi abdestli geçirin! Abdestli olarak yatağa dua ederek yatın! Kul hüva’llàh... Kul eùzü bi-rabbi’l-felak... Kul eùzü bi- rabbi’n-nâs... Yâni Muavvizât’ı okursunuz, öyle dua ederek yatarsınız. Allah-u Teàlâ Hazretleri inşâallah o geceyi ibadet etmiş gibi ihsan eder.

İnşâallah Ramazan Bayramı gecesini ihyâ edersiniz önümüzdeki günlerde… Allah Kurban Bayramı’na da sıhhat afiyetle eriştirsin, onları da ihyâ edersiniz. Cennetini de Allah kazandırsın cümlemize… Allah cümlenizden râzı olsun… El-fâtihah!..


26. 06. 1984 – İskenderpaşa Camii

56
03. DÜNYA VE AHİRETİN HAYRI