TEVEKKÜL ÂYETLERİ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
“O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların yardımcısı idi. Müminler, yalnız,
Allah’a dayanıp güvensinler.” (3/Âl-i İmran 122)
“O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi.
Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış.
Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (3/ Âl-i İmran 159)
“Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur. Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder?
Müminler ancak Allah’a güvenip dayanmalıdırlar.” (3/ Âl-i İmran 160)
“Başüstüne” derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar.
Sen onlara aldırma ve Allah’a dayan; sana vekil olarak Allah yeter. (4/Nisa 81)
“Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini unutmayın; hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de
Allah, onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan korkun ve müminler yalnızca Allah’a güvensinler.” (5/Maide 11)
“Eğer müminler iseniz ancak Allah’a güvenin.”
(5/Maide 23)
“Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir.
Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah’a dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.” (7/A’raf 89)
“Müminler o kişilerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri titrer, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve onlar yalnız Rablerine dayanıp güvenirler.” (8/ Enfal 2)
“O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar,
(sizin için), “Bunları, dinleri aldatmış” diyorlardı.
Hâlbuki kim Allah’a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O’dur. Yoksa orduların sayı ve teçhizat üstünlüğü değildir) .” (8/Enfal 49)
“Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de barıştan yana ol ve Allah’a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.”
(8/Enfal 61)
“De ki: Allah’ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.” (9/Tevbe 51)
“ (Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O’ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O’na güvenip dayanırım. O yüce Arş’ın sahibidir.” (9/Tevbe 129)
“Onlara Nuh’un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: Ey kavmim! Eğer benim (aranızdaki) konumum ve Allah’ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah’a dayanıp güvenirim.
Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin.” (10/Yunus 71)
“Musa dedi ki: Ey kavmim! Eğer Allah’a inandıysanız ve O’na teslim olduysanız sadece O’na güvenip dayanın.” (10/Yunus 84)
“Onlar da dediler ki: “Allah’a dayandık. Ey Rabimiz!
Bizi o zalimler topluluğu için deneme konusu kılma.”
(10/Yunus 85)
“Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayandım.
Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, (Allah) onun perçemini (kaderini) elinde tutuyor olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır.” (11/Hud 56)
“Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana katından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz?
Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah’ın yardımı iledir. Yalnız O’na dayandım ve yalnız O’na döneceğim.” (11/Hud 88)
“Göklerin ve yerin gaybı (sırrı) yalnız Allah’a aittir. Her iş O’na döndürülür.
Öyle ise O’na kulluk et ve O’na dayan! Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir.” (11/Hud 123)
“Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah’tan başkasının değildir.
(Onun için) ben yalnız O’na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O’na dayansınlar.” (12/Yusuf 67)
“ (Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın.
Onlar Rahman’ı inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O’ndan başka tanrı yoktur. Sadece O’na tevekkül ettim ve dönüş sadece O’nadır.” (13/ Rad 30)
Peygamberleri onlara dediler ki: “ (Evet) biz sizin gibi bir insandan başkası değiliz. Fakat Allah nimetini kullarından dilediğine lütfeder. Allah’ın izni olmadan bizim size bir delil getirmemize imkân yoktur.
Müminler ancak Allah’a dayansınlar.”
“Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah’a dayanıp güvenmeyelim?
Sizin bize verdiğiniz eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler yalnız Allah’a tevekkülde sebat etsinler.” (14/İbrahim 11-12)
“ (Onlar) sadece Rab’lerine tevekkül ederek sabredenlerdir.”
(16/Nahl 42)
“Gerçek şu ki, iman edip de yalnız Rab’lerine tevekkül edenler üzerinde o (şeytanın) bir hakimiyeti yoktur.” (16/Nahl 99)
“Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. O’nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O’nun bilmesi yeter.” (25/Furkan 58)
“Sen O mutlak galib ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.” (26/ Şuara 217)
“O halde sen Allah’a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.” (27/Neml 79)
“Onlar, sabreden kimselerdir ve yalnız Rab’lerine güvenip dayanmaktadırlar.” (29/Ankebut 59)
“Allah’a güven. Vekîl olarak Allah yeter.” (33/Ahzab 3)
“Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah’a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.” (33/ Ahzab 48)
“Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? Diye sorsan, elbette “Allah’tır” derler.
De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah’ı bırakıp da taptıklarınız, O’nun verdiği zararı giderebilir mi?
Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O’nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O’na güvenip dayanırlar.” (39/Zümer 38)
“Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah’a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O’na dayandım ve O’na yönelirim.” (42/Şura 10)
“Size verilen şey, yalnızca dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha iyi ve daha süreklidir.
Bu mükâfat iman edenler ve Rab’lerine dayanıp güvenenler içindir.” (42/Şura 36)
“Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu, iman edenleri üzmek içindir. Oysa şeytan, Allah’ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez. Müminler Allah’a dayanıp güvensinler.” (58/Mücadele 10)
“İbrahim’de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır.
Onlar kavimlerine demişlerdi ki: “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir.
Şu kadar var ki. İbrahim babasına: “Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” demişti.
(O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.” (60/Mümtehine 4)
“Allah; O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. Müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler.” (64/Teğabun 13)
“Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir.
Kim Allah’a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (65/Talak 2-3)